Rivayet, bu düellonun pek alışıldık türden olmadığı üzerine gelişiyor. Kural iki rakibin birbiriyle beden değiştirmesiymiş.
Orkinos balık aklıyla insan olmuş, Maui de insan aklıyla balık. Uzun süren mücadelenin galibi Maui olmuş; ama nasıl? Balık gövdeli Maui karaya çıkıp tarım yaparak denize yaklaşmadan yaşamış. Orkinos aklı ise insani bedeninin karaya çıkabileceğini düşünememiş.
Bu kıssadan hisse çıkarmak zor olsa da Maori’de yaşayan kabile için orkinos bedenli insan (Te Tunaroa) var olma sebepleri olan ataları.
Birçok dilde aynı balığa tuna ya da ton denmesinin sebebi bu rivayet. Polinezya’ya coğrafi olarak en uzak mesafede de olsanız, konunuz birbirine ırak deryaların ortak canlısı orkinos olabilir. Çünkü birçok denizdeki sportif balıkçılık turnuvalarının hedefi o. Mücadeleci ve iri bir balık olması onu yarışmacıların en cazip rakibi kılıyor. Ayrıca orkinosun denizden çıkışıyla değil, daha çok mutfağa girdikten sonraki haliyle de ilgili olabilirsiniz.
1950’lerde dünya üzerinde 600 bin ton yakalanırken, orkinos iç denizlerde de sık rastlanan türlerden biriydi. Günümüzde bu rakam yedi milyon tona çıkmış olmasına rağmen son on yıldır daha seyrek rastlanıyor.
Orkinos popülasyonunun sürdürülebilirliği için gayret gösteren birçok kuruluş var. Bunlardan biri de National Geographic. Kurumun Okyanus İnisiyatifi bu türü sağlıklı beslenme zincirinin dünya çapındaki önemli bir halkası olarak nitelendiriyor.
Genel olarak avlanma sınırı getirilmesini isteyenlerin gerekçesi ise sıkça rastlandığı gibi türün tehdit altında olması değil. Buradaki itiraz daha çok avlanma yöntemlerinin diğer deniz canlılarına verdiği hasar.
Okyanuslarda 150 metre derinlikte yaklaşık seksen kilometre uzunluğunda, üç bin iğneli dev oltalarla yapılan avlanmanın başta deniz kaplumbağaları olmak üzere birçok başka türe zarar veriyor olması geri dönülmez sonuçlara yol açıyor.
Orkinos kendi içinde birkaç türe ayrılıyor. Albakor, sarı kanat ve mavi kanat, Ege’de sık rastlanan alt türler. Japonların suşi yaparken tercih ettiği mavi kanat. Suşi ve saşiminin orijinalliğini bozmak pek mümkün değilse de her zaman bir yenilik eklemek mümkün.
Bu denemeler bazen yerel lezzetlerden bazen Japon mutfağının zenginliğinden kaynaklanıyor. Bir orkinos teknenizi ziyarete gelirse sizin için de bir suşi ustası olma fırsatı doğmuş demektir. Hele ki, ziyaretçiniz bir blue fin ise. Japon ustalar gibi kendi bıçak takımınız olması ve her gıda maddesini ayrı bıçakla doğramanız gerekmez.
Orkinos avına sportif olarak da yaklaşmak mümkün. Sportif balıkçılık dünya üzerinde milyonlarca kişi tarafından yapılan ve büyük bir ekonomi oluşturan bir uğraş. Türkiye’de de giderek daha çok ilgi gören bu disiplin Ege’nin farklı ekosistemlerinde önemli bir potansiyele sahip.
Bilimsel kaynaklar amatör balıkçılığı, küresel balık – çılığın önemli bir bileşeni olarak görüyor ve giderek artan ekonomik, sosyokültürel ve ekolojik önem taşıdığını söylüyor. Bunun sebebi de gerçekleştirildiği bölgede doğrudan ve dolaylı ilişkili olduğu sektörlerde yarattığı ekonomik aktivite.
Avrupa’da 25 milyar avro, ABD’de yüz milyar dolarlık ekonomi yaratan amatör sportif balıkçılık Ege’de turizmi çeşitlendirebilecek ve kıyıların sürdürülebilir gelişimine katkı yapabilecek bir segment.
Hakem anonsuyla start hattına doğru ilerleyen farklı boy ve donanımdaki tekneler arasında sportif balıkçılığın profesyonelleri kadar macerayı seven, iddiasız amatörler de oluyor.
Sınırlı parkurda yapılan turnuvalar Uluslararası Sportif Balıkçılık Federasyonu kurallarına uygun olarak çevre koruma ve sürdürülebilir balıkçılık bilincini yayma misyonu da üstleniyor.
“Yakala ve Bırak” uygulamasını gerek etik kurallara göre gerekse balığı en sağlıklı haliyle doğaya iade etme eğitimiyle teşvik eden turnuvalar, yüzlerce balıkçıyı bu bilinç etrafında buluşturuyor.
Yükselen bir trendde pek çok kişiyi içine çeken bir doğa aktivitesi haline gelmiş olan sportif balıkçılıkta koruma altındaki türlerin avlanması yasak. Her tür için puan getiren boy ve kilo ölçüleri belirli olduğu gibi, yakalanan balığın usulüne uygun şekilde doğaya salınması da ekstra puan kazandırıyor.
Sonuçta denizlerde yat yarışlarından farklı bir rekabet daha yaşanıyor. Çoğu yarışmacı için asıl hedef denizin üzerinde olmaktan ibaret. Denizin rengi, sessizliği ve dalgaları arasında doğayla iç içe geçirilen saatler, kimi zaman güneş altında kimi zaman iri dalgalar arasında verilen bir mücadeleye sahne oluyor.
Tekneler balık peşinde koşarken belli sürelerle konumlarını merkez hakeme bildirmek ve balığın izine rastladığı yeri rakipleriyle paylaşmak zorunda.
Yakalanan balıkların cinsi ve kilosu saptandıktan sonra avlanma süreci videoya kaydedilerek balık tekrar denize salınıyor.
Turnuvalarda sırtı, akıntı avcılığı ve jig yöntemlerini kullanan yarışmacıların asıl hedefi ise orkinos türleri.
Sportif balıkçılık şu iki temel ilkeye harfiyen uyma üzerine kurulu bir disiplin: Bir; doğaya saygı. İki; mümkünse balığa hiç zarar vermemek. Başarı da bu ilkeler doğrultusunda değerlendiriliyor.
Kategoriler: [post_category]
Online Keşife Abone Ol
Online Keşife Bültene Abone ol
Güncel Konular
Dilediğiniz Makaleyi Bulun...
Kütüphane | Onlinekesif.com bir Online Keşif A.Ş. Kuruluşudur | © 2024 CodeAD Inc. | Gizlilik Sayfası
Bu site, cihazınızda bilgi depolamak için çerezler kullanır – bazıları sitemizin çalışması için gereklidir, diğerleri ise siteyi ve reklamlarımızı geliştirmemize yardımcı olur, ancak siz izin vermedikçe gerekli olmayan çerezleri ayarlamayacağız.
Tercihlerinizde istediğiniz zaman değişiklik yapabilirsiniz.