- Kabotaj Kanunu, Türk denizciliğinin dirilişidir.
- Denizcilik sadece ulaştırma işi değil, iktisadi iş olarak anlaşılacak ve tersaneler, gemiler, limanlar ve iskeleler inşa edilecek, deniz sporları kulüpleri kurulacak ve korunup geliştirilecektir.
- Denizciliği Türk’ün büyük ulusal ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız.
O günden beri Türkiye barış zamanında boğazları tüm gemilere açık tutma garantisi veriyor ve savaş zamanında askeri gemilerin geçişine kapatma hakkına sahip. Bu duruma kabotaj hakkı adı verildiğinden bu bayram da aynı adla anılıyor.

Montreux Antlaşması’nın en önemli sonucu, Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin donanmalarına bu denizin kapısının kapanması oldu. Karadeniz’e giriş kadar savaş durumunda boğazları geçerek batıya gidişi de engelleyen hukuki düzenleme, 1930’ların sonunda Sovyetler Birliği’ni de kısıtlıyordu. Bu yüzden antlaşmayla gelen rejim ABD tarafından desteklenmişti. Ancak günümüzde Ukrayna’da yaşanan savaş nedeniyle ABD özellikle 18’inci maddeden rahatsız çünkü bu madde savaş gemileri dışında insani amaçla görev yapan deniz kuvvetlerinin tonajını da sınırlıyor. Ayrıca tonajı ne olursa olsun Karadeniz’e sınırı olmayan ülkelerin askeri gemileri Türk hükümetinden izin almak zorunda ve hiçbir gemi yirmi bir günden fazla bu sularda kalamıyor.

Birinci Dünya Savaşı’nı resmen bitiren 1923 tarihli Lozan Antlaşması’nın tamamlayıcı hükümlerini içeren Montreux Antlaşması, diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak ve deniz bütünlüğünü sağladığından imzalandığı dönemde büyük bir sevinçle karşılanmıştı. Türkiye’nin büyük ölçüde bir yarımada ülkesi olarak 8333 kilometre kıyı uzunluğuna sahip olması, anlaşmanın Türk denizciliğine tanıdığı imkânların önemini artırıyordu. Atatürk bu yöndeki ilk adımı 1926’da atmış, Türkiye’nin limanları arasında sadece yerli teknelerin hizmet görme zorunluluğu getirmişti. O yasanın yürürlüğe girdiği 1 Temmuz ise 1935’ten itibaren Kabotaj Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. 2007 yılında bu özel günün adına denizcilik de eklendi.

Atatürk’ün açtığı ulusal bağımsızlık ve egemenlik yolunun kilometre taşlarından biri olarak kara sularındaki denizcilik hakkını kendi eline alması, Osmanlı Devleti’nin yabancı ülkelere tanıdığı kapitülasyonlara dayalı rejime son vermişti. Böylece Türk denizciliğinin gelişmesinin önündeki engeller kalkmış, ticari denizcilik yapılanmaya başlamıştı. Denizlerin yanında Türkiye’nin nehir ve göllerindeki her tür nakliye ve ticaret hakkını da Türk vatandaşlarına aktaran yasa sayesinde balıkçılık, sünger avcılığı, kılavuzluk ve denizcilik işletmeleri gibi birçok sektör doğmuş, denizin ekonomik gelişimdeki rolü artmıştı. Kabotaj ve Denizcilik Bayramı bütün limanlar ve donanma tarafından özel etkinliklerle kutlanmaya devam ediliyor.

